Seçimler, Olasılıklar ve Diğer “Benler”: Paralel Evren Hikayelerine Neden Tutuluyoruz?

Paralel evren… Beni ilk dakikasında büyüleyen, içinde “yaşanmış başka hayatlar”, “küçük bir kararın değiştirdiği büyük kaderler” olan o tema!
Bu hikayelerde yalnızca başkalarının serüvenini izlemediğimi, bir bakıma kendi iç yolculuğuma da çıktığımı fark ettiğim an konuyu kaleme almak istedim. Bu yazımda seçimlerimizin, özgürlüğümüzün ve anlam arama çabamızın paralel evren hikayelerinde nasıl yankılandığını koçluk bakış açısı ve varoluşsal psikolojinin ışığıyla aktarmaya çalışacağım.

Haydi başlayalım!

Bir Koçluk Sorusu: “Başka Türlü Olsaydı?”

İnsan zihni doğası gereği olasılıkları sever. Geçmişe bakar, geleceği kurgular, alternatif senaryolar üretir. Paralel evren anlatıları, bu zihinsel oyunu görünür kılar.

Koçluk görüşmelerinde kimi zaman danışanlarımla çalışırken dururuz:
“Peki başka türlü olsaydı?

Bu soru, koçluk görüşmelerinde olduğu kadar ekran başında bir paralel evren hikayesi izlerken de hayat bulabiliyor. Tam da bu yüzden paralel evren teması sadece hayal gücümüze değil, varoluşumuzun derin katmanlarına da dokunuyor.

Peki neden bu hikayelere böylesine kapılıyoruz?

Seçimlerin Gücü: Yaşam Akışı ve Alternatif Senaryolar

Koçlukta sıkça konuştuğumuz bir kavram vardır: seçim özgürlüğü. Her an, her küçük adım, hayatımızı başka bir yöne akıtabilir. Paralel evren hikayeleri, bu görünmeyen çatallanmalara görünür bir form kazandırır. Başka bir meslek, başka bir şehir, başka bir “evet” veya “hayır”… İzlerken aslında kendi yaşam akışımıza dışarıdan bakar gibi oluruz. Ve şunu hatırlarız: Seçimlerimiz kim olduğumuz kadar, kim olabileceğimizi de belirler.

“Başka” Hayatlar, “Başka” Benlikler

Varoluşsal psikoloji, insanın doğasında bir arayış olduğunu söyler: Anlam arayışı. Paralel evren hikayeleri, bu içsel arzulara seslenir. “Ya başka bir hayat mümkünse?” sorusu, yalnızca eğlenceli bir ihtimal değil, varoluşsal bir sızıya da karşılık gelir. Çünkü bazen, olduğumuz kişiyle, olabileceğimiz kişi arasındaki mesafe hissederiz. Koçluk tam da bu noktada çalışır. Çünkü Adler ekolünün bana öğrettiği: “Boşluk” varsa koçluk vardır. Koçlukta danışanla birlikte, o alternatifleri yaşanabilir, ulaşılabilir birer gerçeklik haline getirmek için yola çıkarız.

Hayatımızda yaptığımız her seçim, sonsuz olasılıkları içinde barındırır. Bunu destekleyen bir teori de çoklu evren yasası. Bu yasa, her an birden fazla gerçekliğin var olduğundan bahseder. Yani, her kararımız, farklı bir paralel evrende bambaşka bir hayatın doğmasına sebep olur. Her “belki” dediğimiz an, aslında başka bir evrende gerçekliğe dönüşür. Paralel evrenlerin büyüsü de tam burada devreye girer: Seçimlerim, başka evrenlerdeki “ben”leri şekillendirir. Belki de şu an sen bu yazıyı okurken, başka bir paralel evrende, başka bir “sen” aynı cümleyi yazıyor. Ya da belki de bir başka evrende, biz hiç tanışmadık bile… Kim bilir?

Gerçeklikten Kaçış Değil, Gerçeklikle Yüzleşme

İlk bakışta paralel evren anlatıları, bir kaçış gibi görünse de aslında bu hikayeler, bize hayatın tekil bir doğrultuda akmadığını hatırlatır. İster paralel evrende ister kendi hayatında olsun, attığın her adım bir tercih ve her tercih bir sonuçtur. Koçlukta da böyle değil midir? Danışan geçmiş kararlarını anlamlandırır, geleceğe dair yeni olasılıkları yaratır. Ve bazen, en büyük güç, “Şu anda, burada” olduğunu kavrayabilmekte yatar.

Sonsuz Olasılıklar, Sonsuz Sorumluluklar

Varoluşsal psikolojinin söylediği gibi: Özgürlük, aynı zamanda sorumluluk demektir. Her farklı evren, her değişik ihtimal, bir umut taşır, ama aynı zamanda bir seçim sorumluluğu da getirir. Paralel evren dizilerini izlerken hissedilen o tatlı heyecan, belki de, tüm bu sonsuz ihtimallerin ağırlığını kısa bir süreliğine hafifletmesindendir. Ne kadar çok yol varsa, bir o kadar çok seçim var. Sonuçta, hangi paralel evrende yaşamış olursak olalım, en önemli soru şu olacaktır: Bu hayatta, şu an bu gerçeklikte, ben neyi değiştirebilirim?

Hayat, bazen tam da burada ve şimdi, en güzel şekilde şekillenir. Başka evrenlerde başka senler var; ama en güçlü versiyonun, şu anda attığın adımlarla şekilleniyor.

Eğer bu konu senin de kalbine dokunduysa birkaç öneri:

🎬 Dizi/Film Önerileri

  • Dark (Netflix)
  • Everything Everywhere All at Once
  • The OA (Netflix)
  • Manifest (Netflix)
  • Coherence
  • Mr. Nobody
  • Sliding Doors

📚 Kitap Önerileri

  • İnsanın Anlam Arayışı – Viktor E. Frankl
  • Olasılıksız – Adam Fawer
  • Seçme Özgürlüğü – Rollo May
  • Seninle Başlamadı – Mark Wolynn
  • Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig

🎧 Podcast Önerileri

  • On Being (Krista Tippett)
  • Everything Happens (Kate Bowler)
  • Philosophize This!

İzlediğimiz hikayeler, belki de kendi içimizde taşıdığımız soruları, özlemleri ve olasılıkları yansıtıyor. Konuya biraz daha farklı bir pencereden bakmak istersen, bu yazımı da keyifle okuyabilirsin.

Related posts

6 Adımda Kedi Gibi Liderlik

Yeniden Canlanmak: 6 Soruyla Tükenmişlik Sendromu

Evden Çalışma Motivasyonunu Artıracak 6 İpucu